DüzceObjektif

         BELTAŞ  Genel Müdürü Üzeyir YİĞİT yazdı: 

“ANLAMAYANLAR İÇİN ARAPÇİFTLİĞİ GERÇEKLERİ” 

BELTAŞ tarafından yapılan resmi basın açıklamasının ardından yeni bir yazı yazan Genel Müdür Üzeyir Yiğit, önemli detayları paylaştı. Yiğit’in açıklamasını ilginize sunuyoruz:  

     Bir bardak suda kopartılan kasırga… Malum medya organları ki birisi aylardır bağırıyor, acı sesinin sebebini bu yazıyı okuyan herkes biliyor diğeri de billboard ihalesinden sonra orkestraya katıldı.

Yapılan resmî açıklamadan bazı yerleri tekrarlayarak yazacağım umarım art niyet ve fitne yayma huyundan vaz geçer bazı birileri.

***Türkiye’nin her ilinde benzeri şekilde oluşan dere yatakları veya civarında bulunan malzeme çeşitli metotlarla ülke ekonomisine geri kazandırılır.

***Yine dere yataklarında su baskını ve sel önleme amaçlı mevsim sonlarında benzeri çalışmalar DSİ talep ve görüşüyle, İl Özel İdaresi tarafından uygun görüldüğü şekilde ülke ekonomisine kazandırılır.

Şu an Asar Deresi, Melen ve Uğur Suyunda benzeri maksatla malzeme alan kurum ve firmalar mevcuttur.

Nedir bu rant iddiaları?

Şimdi kamuoyunda maksadı aşan şekilde ifade edilen soruların gerçekleriyle anlatacağız.

Arapçiftliği ve Akınlar Mahalle sınırları içerisinde çeşitli zamanlarda kazılar yapılmış ve kazılan alanlar teknik bir şekilde kapatılmıştır. Bu kazıların bir kısmı Melen Boyu Çevre Yolu İnşaat çalışmasında kullanılmak üzere Karayolları tarafından yapılmıştır.

Beltaş tarafından yapılan kazılar ve gündeme getirilen son kazı 29.01.2025 Arapçiftliği Muhtarı ve Beltaş tarafından imzalanmış ve kazı 3 hafta önce başlanmıştır.

Kazıda bir adet ekskavatör yedi adet kamyon EGE Asfalt tan kiralanarak bu kazıda çalıştırılmıştır.  

Bu nasıl bir iftira, iddia 250 milyon vurgun?

Öncelikle hiçbir matematik bu iş gücüyle iddia edilen miktarda malzemenin bir ayda çekilemeyeceğini bilir. Malzeme alınan alanın ölçülerinin belli olduğu ve iddia edildiği gibi 100 bin ton gibi rakamın abartılı olduğu açıkça ortadır. Farz edelim 100 bin ton olsa ve bu en pahalı dağ malzemesi üzerinden bile hesaplansa! Değer 250 milyon değil ekonomik 34 milyon olması gerekir. Neticede demir ve çinko madeni değil çıkan kum çakıl!

Gerçekler ney!

Gerçekte alınan malzeme 40 bin ton civarıdır nasıl fiyatlandırılır!  Kazıda çalışan araç kiraları, ürüne dönmesi için işleme maliyeti ve Arapçiftliği Mahallesi ortak mülkü olan Cami ve Kuran kursuna yer bedeli olarak verilen beton, parke ve bordürün ekonomik değeri.

İşte bütün bunları üst üste koyduğumuzda Beltaş’a maliyeti ton başına 160 Türk lirasıdır. Biz aynı fiyatla Aykut madencilikten hazır malzeme satın aldık.

Yani bir paket sigara fiyatı!  

 Alınan malzeme iş bitiminde kantar kontrolü ve harita ölçümü üzerinden teyitleşerek yapılmaktadır. Bahsedildiği gibi ne EGE Asfaltın nede Mahalle Muhtarının bir rant elde ettiği asılsızdır.

 Elde edilen kazanç belediyenin ekonomik kaynak ulaşımı ve yer altında yatan bir değerin ekonomiye kazandırılmasıdır.

Türkseven gurubu sürekli olarak dere malzemesi işlemektedir Öncü Medya iyi niyetli olsa olayın ekonomik boyutunu bizden istemeden oradan alabilirdi.

Protokol kısmına gelince

Yapılan işler ve talep edilen değer ince ayrıntısına kadar yazılmış ve kamuoyunda denildiği gibi rakamlar üzerinden değil ayni olarak değerlendirilmiştir. Ne Muammer Ceylan’a ne de herhangi bir aza ya da dernek üyesine verilen nakit para olmadığı gibi bir şahıs mülküne dökülmüş 1 metre küp beton bile yoktur.

 Daha önceden yapılan kazılar, Mahalle Muhtarı ve azalar tarafından bize getirilmiş ve şahıs mallarıdır. Son protokolle verilen yerlerin Milli Emlak’a ait yerlere de denk geldiğini anlaşma güven esaslı olduğu için gözümüzden kaçmıştır. Bu konuda malzeme alınan yerlerde Milli Emlak kendine ait yerlerde ölçüm yaparak, alınan ürün hesabını yaptığını ve Ecri Mısır uygulama cezası kesilmiştir demiştik.

Sonuç olarak!

Olayın içeriği bunlardan ibaretken ve olayın vuku bulması farklıyken basına yansıtma şekli art niyetlidir. Olay zamanı anlaşılmayan bir şekil de oradan alınan bir resim üzerinden kıyamet kopartırcasına linç çalışmasına giren basın kuruluşu habercilik değil fitne dağıtmıştır. Sorumlu gazeteci töhmet altına aldığı kişi ve kurumları da dinleme nezaketin de bile bulunmamış zehir kusmuştur.

Akabinde başka bir yayın kuruluşu da aynı art niyetle olaya dahil olup şahsi hesaplaşma şekline döndürecek kadar çirkinleşmişlerdir.

Zabıtanın başka bir ihbardan ötürü bulunduğu olay yerini, bir fotoğraftan kimseyi dinlemeden buralara getiren yayın kuruluşlarını olayın içeriğini istedikleri gibi doldurup kişi ve kurumlara hakaret, itibar suikastı, iftiralarla doldurmasını yargı önüne taşıdığımızı da beyan etmiştik.

Mehmet Ali Çelik topa girdi!

Mehmet Ali, mübarek Ramazan da fitre dağıtılır, Fitne değil! Yazdıkların satır arasından sana yakışan bir fitne kurnazlığıyla nerelere çekilmiş

Derdiniz rant yediğimiz mi? Usulüne uygun olup olmadığı mı?

Yani her halükarda Belediye veya Üzeyir Yiğit’e vuralım da adı ne olursa olsun ise aynaya bak; arkadaşlarının ve bizim hukukumuza girme!