- 4.03.2022 14:04
- (1)
Yine ilginç bir başlıkla bu yazıma başlıyorum. Hafta içinde yaşanan bir olay yazmama sebep oldu. Okuyunca belki sizlere de fikir verebilir yol gösterebilir öngörümle bu tespitimi sizlerle paylaşma zorunluluğu hissettim. Bizzat benim başıma da gelmiş, bazı filmlere konu olmuş, basına düşmüş mucizevi durumları masaya yatıracağım.
LÜTFÜ ŞİMŞEK AĞABEYİM
Genel tanımla şahsına münhasır kozmik odasıyla, objektifine yansıttıklarıyla, Düzcemizin hafızasına katkılarıyla sevilen sayılan naif kibar hem fotoğraf sanatçısı hem yazar hem öngörü ve teklifleriyle farklı kapılar açan açtıran kanaat önderi bir ağabeyimiz ki bende çok severim kendisini. Yıllar önce benim başıma da gelen bir beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırılıp müşahade altına alınıp tedavilerine başlanmış. Şükür an itibarıyla durumu iyi ve toparlanma sürecine girdi bile. Beyin kanamasının şiddet ifadesi nasıl söylenir bilmiyorum ama beynimizi sağ ve sol lop olarak tanımlanan kısımlarına bazen kalıcı bazen geçici zararlar verebilen bir süreç. Adına şans mı desem bilemedim. Kendim bana olana ‘’ bazı kartlarım yanmış’’ diye ifade ettim hep. İşte bu tahrip olan kısımlar insanın yaşamına farklı tezahürlerle negatif olarak yansıyabiliyor. Yani zarar gören kısımlar konuşma yetisinden hafıza kaybına kadar zarar verebiliyor. Dediğim gibi şiddeti ve alana dağılımı felç geçirmeye hareket kabiliyetine bile zarar verebiliyor. Bu manada en net örneklerden biriyim diyebilirim. Evet haberi alır almaz telefonuma sarıldım aradım. Karşıma yenge hanım çıktı bana ‘’ kimseyi tanımıyor telefonu ona versem de sizi tanımayabilir’’ dedi. Ben özür dilerim tamam dedim, üzüntümü ifade edip kapattım. Ama o arada kafamda bir şimşek çaktı. Üstte bahsetmeye çalıştığım ters çaba kuralı- bir nevi şoklama ile daha önce duyduğumuz bir mucize gerçekleşmesi için bir şeyler yapılabilir öngörümle ortak dostlarımızın çokluğu bilinen bir gerçekti. Telefonuma sarıldım ve karşıma ‘’ efendim’’ diye telefonu açan dostum, arkadaşım, kardeşim sevgili Harun Agah ALTAY’a bir durum değerlendirmesi yapıp öngörümü anlattım oda aklına yatmış olacak ki ‘’ evet olabilir ‘’deneyelim’’ dedi. Durum görülebildiği kadarıyla Lütfü ağabeyimizin bir hafıza kaybı yaşadığıydı.
TERS ÇABA- ŞOKLAMA
Öngörüm şuydu: Lütfü ağabeyimiz bir sıkıntı yaşıyor doğru. Hatta kimseyi tanımıyor diye bir bilgi de yayıldı buda tamam. Ama bu demek değildir ki hep böyle olacak kalacak! Çok sık bir araya gelen sizler hemen ziyarete gidin. Belki hepinizi tanıyamıyabilir ama içinizden birini ki bu sen olabilirsin agah demiştim. Buradaki öngörüm Harunu bile azda olsa hatırlaması bir şoklama etkisi yaratabilir beyin motorlarının o bölümlerinin ateşlenmesine sebep olabilir dolayısıyla beyin ateşleme yapmaya çalışırken hücre yenilemesine de girebilir tetikleme başlatmış olabilirsiniz demiştim. Bu örnekler kayıtlara geçmiş mümkün olan bir fiildi. Dediğim gibi korkulan olmamış hafıza ile ilgili kısım sanılan söylenen gibi çok zarar görmemiş ki Lütfü ağabeyemiz yapılan müdahale takip ve ilaç tedavisiyle kendine gelmeye başlamış şükür hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Yani bizim ters çaba şoklama kuralını çalıştırmamıza gerek kalmadı.
Ama ben bu kuralın farklı olaylarda kullanılabileceğine ve pozitif sonuç alınabileceğine inanıyorum. Ki ben bir kez kızım üzerinde sınav zamanı denemiştim, birde detayını merak edenler bizzat kendisinden öğrenebilirler bir kezde sevgili ağabeyim Haluk VEliOĞLU’ na Düzce Devlet Hastahanesi 3. Kat koridorunda uygulamış ve sonuçta almıştım.
Sonuç olarak kafamdakilerin ne kadarını size aktarabildim bilmiyorum ama bazen bu tür yöntemler kullanılabilir diye düşünüyorum. Motor ateşlemesini sağlamak ( beyin motoru- lütfü ağabeyim için öngörümdü), motivasyon( sınav zamanı kızıma uyguladığım yöntem),buhrandan sıyrılmasını üzüntüyü atması adına( bunuda Haluk ağabeyime uygulamıştım.)
Bilgi, Tecrübe, öngörü, fiil önemli elementlerdir. Gerektiğinde kullanılabilmelidir diyerek birkaç gün önce okuyupta bayıldığım bir sözü ekliyerek son veriyorum. Yaşam ve zaman önemli unsurlardır. Hani hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Sözünden yola çıkarak ‘’KELİME HAZİNESİ 10.000 olan bir kişinin KELİME HAZİNESİ 1000 le kısıtlı olan biriyle anlaşması, konuşması sadece ve sadece zaman kaybıdır. Muhtemelen Kelime haznesi 1000 olan kişi anlamayı bir yana bırakalım sözünüzün bitiminde size ne cevap vereceğini planlamakta olmasından dolayı sizi dinlemiyordur bile’’ demiş ki işte o kim dediyse müthiş bir tespit olduğuna inanıyorum.
Bittiiiiii :))))
NOT: Birde bazılarının kaçak güreşme modu diyebileceğim savunma söylemleri var duymuşsunuzdur.’’ Gerçek dostlar yıldızlar gibidir, görünmeseler de orda olduğunu bilirsiniz’’ diye mağduriyetlerine kılıf olduğunu sandıkları bir söylemdir bu. Benim asla kabul etmediğim bir söylemdir. Zira bazılarının direkt yüzlerine söylediğim gibi ‘’ yok öyle bir Dünya ve bakış açısı, ben dostlarımın orda olmasını (yıldızlar gibi) kabul etmiyorum. Dostumsa yanımda olacak o kadar NET ‘’ demiştim öylede düşünüyorum.
Yorum Yap