WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05322741316

Erol TAYHAN

Erol TAYHAN
Erol TAYHAN
Tüm Yazıları
BEN “EVİMDE ÇOK MUTLUYUM …!”
24.08.2023
1049
"Bu memlekette işini iyi yapanı sevmezler kardeşim; bu senin için de geçerlidir benim içinde…! diyerek sohbetimizi koyulaştırmaya ve işimde beni heyecanlandırmaya çalıştı Orhan Bey...!

 

2022’nin sonlarına doğru cep telefonum çaldığında arayanın kim olduğuna baktığımda ‘şaşırmadım’ diyemem: “Erol Bey nasılsın, müsait olduğunda görüşebilir miyiz, gelebilir misin birlikte bir kahve içelim.!”

“Buyurun hayır mı.!” deyip üç beş kelamın ardından sözleştik ve tarif ettiği eski Yimpaş’ın binasındaki yeni ismiyle “Düzce Royal Gold Avm”nin üst katındaki ofisinde buluşmaya karar verdik.

Evet arayan Oray Diyaliz ve Oray Tv’nin sahibi iş insanı Orhan Aydın’dı…! 

Telefondaki görüşmemizde “alo buyrun” dediğimde beni tedirginliğe sevk eden sözüm o’na “adı ve kalıbı insan görünen iki bacaklı canavarlaşmış bazı beyinsiz”lerin  “yakında gider ağır hasta kalkamıyor” telkini ile ağır hasta zannettiğim kişinin gayet sağlıklı ve güven veren “alo” sesini duyduğum için irkilmiştim. Ağır hasta denilen kişinin sizi telefonla araması karşısında “hanginiz irkilmez ki…!”

“-Orhan Bey sesiniz gayet iyi geliyor sağlığınız sıhhatiniz iyidir inşallah…!” dediğimi hatırlıyorum. Şaşkınlığı mı da belli etmemem gerekiyordu ki; nihayetinde ağır hasta denilen kişiyle telefon görüşmesi yapıyorsunuz…! İnsan canı çok değerlidir çünkü…! Kırmaya dökmeye gelmez…!

O’NUNLA YÜZYÜZE GELDİK…!

Neyse…! Telefonla görüşmemizin ertesi günü Cuma namazı sonrasına rastlayan 14.00-14.30 civarıydı. Nihayet ofisinde buluştuk hal- hatırın ardından beni öğle yemeğine davet etti. Aynı katta hemen karşılarında bulunan “Köfteci Yusuf”ta yemek gelinceye kadar başlayan hasbihalimiz yemek sonrası ofiste devam etti.

 Ofise geçtiğimizde beni çağırma nedenini de detaylı açıklama ihtiyacı hissetti Orhan Bey:

“Seni tanıyorum; kardeşin rahmetliyi de çok iyi tanırdım. İyi dostluğumuz vardı. Birkaç kez rahatsızlığını da konuşmuştuk. Seni de iyi tanıdığımı düşünüyorum. Sana bir teklifim olacak kabul etmeni istiyorum…!”

“Buyurun Orhan Bey sizi dinliyorum…!” dedim ve biraz TV’de elemanıyla yaşadığı olumsuzluklardan bahsetti. Konuya girdi: “Ben seninle çalışmak istiyorum Erol Bey. Birlikte çalışalım istiyorum. Seni çağırmamın asıl özeti bu…” dedi.

Olay netleşmişti; bir elemanını işten çıkarmış kalan diğer elemanlarla birlikte Oray Tv’nin başına geçmemi istiyordu Orhan Bey.

ORAY TV SERÜVENİM BÖYLE BAŞLADI…!

1994 Şubat ayında Öncü RTV’de başlayan yerel televizyonculuk hayatımda işe başlarken hiçbir zaman “önce para” demedim.  Burada da aynı ilkemi sürdürdüm. Düzce Tv’de rahmetli Enver (Seven) abi ve Murat Kapoğlu ile başlayan sürecimiz; daha sonra yeniden Öncü Tv’de devam eden ikinci dönemim; ardından Özel Çağsu Hastanesi Sahibi  de olan Bolu’dan dünyaya açılan kapı idealiyle uydudan yayın Yapan Merkez Tv’de Cavit Demir’le yaptığımız iş görüşmesi ve işe başlamam gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti bir anda…!

         ORAY TV’Yİ ALMAK İSTERSEN İLK TERCİHİM SEN’SİN…!

Hemen araya girdi rahmetli :“Erol Bey, Fahri (Çakır) Bey’in de  dediği gibi bu TV’yi almak istersen benim ilk tercihim sensin bunu bilesin. Bunu hiç düşündün mü?” diye bana sorarken dalgınlığımı anlamış olacak ki bir anlamda beni de uyarmış oldu belki..!

Bu tür konularda zekiydi rahmetli…! Bugüne kadar birçok şirket kurmuş almış-satmış, yüzlerce iş yapmış bir o kadar kişiyi de çalıştırmış uluslararası bir çok toplantıya iştirak etmiş bir iş insanı anlamaz mı karşısındaki kişinin ruh haletinden…!

Karşılıklı oturduğumuz koltuktan bir bana baktı ve “seni dinliyorum Erol Bey” dedi:

“- Orhan Bey öncelikle çok teşekkür ediyorum verdiğiniz güven ve sarf ettiğiniz sözler için…! Verdiğim bir haftalık süre bugün itibariyle doldu biliyorum. Sizi dikkatlice dinledim. TV’yi satın alma gibi teklifinizi  Fahri (Çakır) Bey’e söylediğim gibi ben TV alıcısı değilim. Dikkat ederseniz o yüzden TV’yi satın alma düşüncem yok. Zaten burada ne var ne yok tahlil de etmiş değilim. Fiyat da veremem almam için. Hemen şunu ifade edeyim; şartları konuşuruz uyarsa anlaşırsak ben çalışmaktan yanayım. TV’nin fiyatını da araştırmadım, hangi malzemeler var bilmiyorum…Ben işimi yapmak isterim. Para kazanmak ve ekonomi farklı bir kulvar. O’nu daha sonra konuşabiliriz. Ben gazeteciyim, televizyoncuyum, bu işe yıllarımı verdim; TV Yöneticisi ve Program Yapımcısı ve Yönetmeniyim… Anlaşırsak çalışırım. Ben işimi yapmak istiyorum…!”

O’NUNLA YÜZ-YÜZE GELDİK:“VER ELİNİ EROL BEY…!”

Orhan Bey bir anda heyecanlandı ayağa kalktı. O kalkınca ben de ayağa kalktım:

“-Ver elini Erol Bey hayırlı olsun…!” dedi ve bir anda ayakta yüz-yüze geldik, el sıkıştık. Karşılıklı yüz-yüze gelmek “mutabıkız” anlamı taşır iş dünyasında…!

“-Bugün 27. Şubat. 2023. Cuma saat 15.30. Sana ayın sonuna kadar müsaade. 1.Şubat. 2023.Çarşamba günü direksiyonun başına geçiyorsun. Bu bir haftalık süreçte ofise gir çık, bak tara tanı etrafı… 1 Şubat 2023’ten itibaren Oray TV’nin Genel Yayın Yönetmeni, Yayın Sorumlusu olarak başlıyorsun. Tekrar hayırlı olsun” dedi ve elemanı hanımefendiye seslenerek; “bize kahve söyle kızım…!” diyerek mevzuyu kapattı.

Ben de dedim ki: “-Orhan Bey o zaman bu anı kayda geçelim. Bir fotoğrafla bu başlangıcı tescilleyelim” dedim. Orhan bey de bu teklifimi “Doğru isabetli olur, çok iyi olur fotoğrafla kayda almış olalım, gel kızım şu fotomuzu çek bize” dedi. Fotoğrafın ardından kahvemizi yudumladık ve ORAY TV’deki çalışmamız böyle başladı.

“BEN EVİMDE ÇOK MUTLUYUM, 5’TE EVDEYİM”

 Bana vereceği maaşı açıkladı ve “tamam o zaman, sen para konusunda pazarlıkta yapmadığına göre paradan yana değil işten yanasın, ama çok şaşırdım böyle kolay bir anlaşma beklemiyordum ben.!” dedi. Elimi tuttu ayağa kalktı “hayırlı olsun hoş geldin” dedi .

Ben de “Orhan bey, bir hafta zaman tanır mısınız bana, haftaya yine burada buluşup sonucu netleştirelim” dedim ve sözleşerek kucaklaşarak ofisinden  ayrıldım…!

Bir hafta dolunca tekrar arayacağı aklıma gelmemişti; yine telefonum çaldığında hemen cevap verdim: “Orhan Bey unutmadım dediğim gibi Cuma sonrası ofisteyim inşallah…!”

NİYETİMİZ HALİSTİ “ÖMRÜ BU KADARMIŞ…!”  

Ofisindeki ikinci buluşmamızda Milletvekilimiz Fahri Çakır ve önceki dönem Belediye Başkanımız Dursun Ay ve Düzce Royal Gold AVM ortaklarından Erdal Şahin’de hazır bulundu. Ancak üçü de “sizin özel bir görüşmeniz var biz müsaade isteyelim” diyerek karşı odadaki şirket yönetim odasına geçerek biz Orhan Bey’le uzun uzun açık açık bir görüşme yaptık. Kendileriyle ilgili yapılan asılsız algı haberleri de gündeme geldi bu arada…:

“-Yazılanları da yazanları da hiç dikkate almıyorum. İlgilenmiyorum. Bizim işimiz çok; o tür haberler bizi yolumuzdan edemez. Biz işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. İzbe halindeki bu alanı görüyorsun ne hale getirdik. Arkada otelle ilgili de çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Bu alan çok daha gözde bir yer olacak inşallah. Araç park yeri var alışveriş merkezi ‘markaların odak noktası’ olacak burası; bu alana bir hareket getirecek göreceksiniz ileride. .. Düzce buna layık, üstelik E-5’e de çok yakın …!” gibi yaptıkları işlerle ilgili detaylı bilgiler de verdi Orhan Bey…!

Ben de “Benimle ilgili sarf ettiği “güven” dolu sözler de benim şiarım olacaktır” dedikten sonra Orhan Bey söze atıldı: “Sen de bu işi en iyi yapanlardansın. Bu işte teksin…Seni bugün tanımadım ben. Seni bana başkası anlatamaz. Sana her yerde kefil olurum. Hep seninle çalışmak istemiştim burada itiraf edeyim. Kısmet bugünmüş…Seninle olmaktan gayet mutluyum…” gibi beni de mutlu eden sözlerin ardından görevi devralmıştım Oray Tv’de...!

Takdir bu ya 4,5-5 ay çalışma fırsatı bulduk…! Kısmet bu kadarmış. Takdir Allah’ın…! Kararı veren biz değiliz. Yaradan’ın takdiri bu kadarmış…!   

“EYLEMİ ŞEYTANİ OLANLAR” HER DÖNEM VARDIR…!”

Orhan Aydın’la ilk karşılaştığımızda bana “çok ağır hasta” gibi ifadeler kullanıldığı için tedirgindim aslına bakarsanız. “Ben iyiyim gayet iyiyim Erol Bey. Siz rahat olun” diyerek beni işimde heyecanlandırmaya çalıştı adeta…!

Ancak “eylemi şeytani olan” insanların telkinleriyle ortalığa yayılan pis  kokuların Orhan Bey’i hiç etkilemediğini gördüm diyebilirim...Bilakis bu olumsuz söylemler azmini, kararlılığını ve inancını artırmıştı adeta.

BU SENİN İÇİN DE GEÇERLİ…!

“İşini iyi yapanı sevmezler kardeşim; bu senin için de geçerlidir benim içinde…! diyerek sohbetimizi koyulaştırdık.

Aramızda kalan bazı karalama ve telkinlerin menbaını daha sonra ifşa edeceğim. Konumuz o değil o yüzden şimdilik susma hakkımı kullanıyorum. İleride “akı da bku da ifşa ettiğimde bazı sahtekarlar veya sahte kahramanlar(!) bakalım sokakta nasıl dolaşacaklar göreceğiz…!

PROJELERİMİZ YARIM KALDI “ORHAN BEY YOK ARTIK…!

Her şey bir yana hayat sizin de beklemediğiniz bir anda kopup gidiyor aramızdan avucumuzdan…!O yüzden bazı gerçekleri şimdilik sineye çekmekte yarar var. 

Orhan Bey’le aramızda yaptığımız ikili görüşmede projeler diye adlandırdığımız çalışmaları başlatmayı düşünüyorum. Ama orada ama burada…!

Orhan Bey’in durumunun hiç de içaçıcı olmadığını öğrendiğim gibi Atatürk Devlet Hastanesi’ne uzandığımda Belediye Meclis Üyesi kardeşi Murat Aydın’la karşılaştık kısa bir hasbihalde “durumu iyi değil abi,  hiç görmesen daha iyi olur” dedikten sonra sabah teslim oldu zaten…!

         İÇİM “CIZ” ETTİ…!

Sağlığı yerinde olduğu son günlerde “Seninle program yapmak istiyorum Erol Bey…!” dediğinde “Sen ne zaman istersen Orhan Bey ben hazırım” dedim ama içim inanın o an “cız” etti niye saklayayım…! Ondan sonra zaten yoğun bakıma aldılar ve sonrası malummm! Cenaze merasimi ve defin işlemlerin ardından aramızdan “hüzünle” ayrıldı Orhan Aydın…!

Bu kadar proje sahibi bir insan ender yetişir. Soyadı gibi “aydın”dı…Düzce aşığıydı. TV’den hiçbir maddi beklentisi yoktu. Kıymetli eşi ve çok sevdiği ikiz kızları O’nun canıydı.

ANLAŞMA SONRASI SARFETTİĞİ “SEVGİ” İTİRAFI…!

“Ayın 1’inde göreve başlıyorsun” dediğinde bana da tavsiyelerde bulundu bunu yazmazsam kendime hakaret etmiş olurum o yüzden kayda geçmesini istiyorum bu sözlerin.

“Erol Bey disiplini elden bırakma. Elemanlar sana ait. Erken gelmelerini sağla. 17.00’de kapat git” dediğinde itiraz ettim: Orhan Bey Televizyon sektöründe erken gitmek çok kolay değil. Saat mefhumu bizde olmaz!” değimde hemen parladı:

“Bak kardeşim ben 5’te (Saat 17.00’i kast ederek) evime giderim. Ben evimde mutluyum. Evimi özlüyorum. Evimde yaşamak bana mutluluk veriyor. O yüzden 5 oldu mu ben buradan ayrılıyorum, 5’ten sonra beni buralarda bulamazsın. Hemen evimin yolunu tutuyorum. Eşim ve kızlarım bana umut veriyor. Onlar benim hayatım…!Çok mutlu oluyorum evimde. O yüzden hemen evime koşuyorum…Sen de 5’te (17.00’de) kapat ofisi, git istirahat et…!

Evinde eşi ve çocuklarıyla olan mutluluğunu bana bu sözlerle itiraf etmişti rahmetli…

…Geride bıraktığın değerlerin senin verdiğin ışıkla; azim ve kararlılıkla, aynı idealle ‘seni de unutmadan ve unutturmadan’ hayatlarını idame ettireceklerdir ben buna inanıyorum. Hayattayken “ben evimde çok mutluyum, evimi özlüyorum” demiştin inşallah vardığın bu son mekanda da mutlu olursun mutlu kalırsın inşallah…!

Allah rahmet eylesin; Mekanın cennet olsun Orhan Bey…! 

 

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar