Akçakoca Belediye Başkanı Fikret Albayrak, seçimi kazanmasının üzerinden kısa sayılamayacak bir zaman geçmiş olmasına rağmen, hâlâ seçim coşkusunu üzerinden atamamış izlenimi veriyor.

Vatandaşlardan sıklıkla duyduğumuz, “Keşke oy vermeseydik” gibi ifadeler ise, sadece bir hayal kırıklığını değil, aynı zamanda geleceğe dair kaygıları da içinde barındırıyor. Üstelik bu düşünceler, görev süresinin henüz başında bir belediye başkanı için endişe verici...

Bu yazıyı kaleme alırken yalnızca kendi kanaatlerime değil, farklı görüşlerden pek çok kişiyle yaptığım sohbetlere, gözlemlere ve değerlendirmelere dayandırarak  ifade ettiğimi belirtmek isterim.

31 Mart 2024 Seçimlerini Hatırlayalım 

31 mart 2024 yerel seçimlerine CHP’nin Akçakoca Belediye Başkan adayı olarak giren Fikret Albayrak, seçimlerde %37,41 oy oranıyla 6.131 oy alarak Akçakoca Belediye Başkanı seçildi. AK Parti’nin adayı Osman Cumur ise %35,86 oy oranı ile 5.877 oyla onu takip etti. Aradaki fark sadece 254 oydu.

Diğer adayları da ilk beşe kadar değerlendirirsek MHP’nin adayı M. Okan Yanmaz 3.220 oyla, İYİ Parti’nin adayı Behçet Alkan Lokum 456 oyla, YRP’nin adayı Arif Işık’ta 349 oyla ilk beş sıralamayı oluşturdular.

Bu seçim sonucuna göre CHP’nin adayı Albayrak’ın, seçimi "kıl payı" kazandığı anlamı taşıyor. Albayrak,  o gün bugündür Düzce’nin Karadeniz sahilindeki tek önemli kenti olma özelliğine sahip bir ilçe olan  Akçakoca’nın belediye başkanı olarak görevini yürütüyor.

Seçilmek önemli bir faktör. O yüzden zaman zaman ben söylemlerimde ve “Yerel Yönetimlerle İlgili”  Tv programlarımda “seçilenler özeldir” tezimi dile getiriyor ve seçilmiş belediye başkanı olmanın ifade ettiği “manevi sorumluluğunu” da dikkate alarak belediye başkanının önemli bir sorumluluğa haiz olduğunu vurgulamaya çalışıyorum.Başkan Albayrak’ın da diğer “seçilmişler gibi” bu hassas dengeyi dikkate alarak hareket etmesi gerektiğini hatırlatmayı bir görev telakki ediyorum.

Sorumluluk artıyor, zaman daralıyor 

Bir belediye başkanı için ilk yıl, beş yıllık sürecin yönünü belirleyen en kritik dönemdir. Bu süreçte yapılanlar, kalan dört yılın da bir tür yol haritasını çizer. Bugün gelinen noktada, başkanın ilçeye dair attığı adımlar ne yazık ki vatandaş nezdinde yeterli karşılık bulmuyor.

Elbette herkes hata yapabilir hata yapmaya meyillidir. Ancak önemli olan, hatalardan ders çıkararak yeni bir bakış açısıyla ilerleyebilmektir. Seçilmiş bir yönetici yalnızca önünü görmekle yetinemez; aynı zamanda geçmişe bakarak, geleceği de planlamakla yükümlüdür.

Seçmen Denize Bakanlardan İbaret Değİl !.. 

Seçmen, Akçakoca özelinden bakarsak sadece “denize bakanlar”dan ibaret olmadığı gibi; seçimin de “denize bakan”ların seçimi olmadığı aşikârdır!.. 

Bir belediye başkanı olarak sorumluluğunuz sadece belirli kesimlere veya bölgelere değil, tüm ilçe halkınadır. Yönetimi, sadece “evleri denize bakanların” taleplerine göre şekillendirmek, geri kalan halkın sesi olmamak anlamı taşır. 

Başkanlık, çok boyutlu bir görevdir. Duyguyla, akılla, gözle, kulakla; sabah da akşam da bakmayı gerektirir. Bu sorumluluğun hakkını verebilmek için, ilçenin tamamını kapsayan bir bakış açısı esastır.

254 Oyun Gölgesi...

 Seçim yalnızca kazanmakla bitmez. Asıl mesele, o koltuğun hakkını vermektir. Bugün, “Neden sadece 254 oy farkla kazandım?” sorusunu kendine sormayan bir yönetici, bir sonraki seçimde neden kaybettiğini anlamakta da zorlanacaktır.

Fikret Albayrak’ın belediye başkanlığı ikinci dönemi. Bu tecrübenin, ilçeyi kalkındıran vizyoner adımlara dönüşmesini bekleyen Akçakoca halkı, hâlâ bu performansı görememiş durumda gibi görünüyor. Mevcut tablo, maalesef “tecrübenin rafta kaldığı” bir dönem olarak değerlendiriliyor. 

Birebir Sinekle değil “Bataklıkla Mücadele” 

Çözüm önerim gayet net: Sinekle sivrisinekle teke tek mücadele değil, bataklıkla mücadele esastır.

İlçenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeden, günü kurtaran çözümlerle ilerleme zor olur. İlçeyi geliştirecek hamleler için vizyon ve cesaret esastır. Kalan sürede daha stratejik, daha bütüncül adımlar atılması şarttır.

Bu yazımı Mehmet Akif Ersoy’un 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “ders ve uyarı” mahiyeti taşıyan şu anlamlı dizeleriyle tamamlamış olayım:

“Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak,

Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak.” 

Akçakoca Belediye Başkanı Fikret Albayrak, Akçakoca için beklentilerin gerisinde mi kalıyor? Yoksa “Albayrak Akçakoca için bir hayal kırıklığı mı?”

Soruları tabii ki çoğaltmak mümkün. Ancak saygı çerçevesinde şu tek ve son önerimle konuyu kapatayım: “Sayın Başkan, hâlâ geç değil. Ama zaman daralıyor!..”

Şimdilik benden bu kadar!..