İktidar partisi her zaman vitrindedir…Göz önündedir… Yaptığı küçük hatalar yarın telafisi güç büyük hataların katlanarak büyümesine yol açacağı için “acı sonuçların reçetesi” mahiyetini taşır.

Daha önce de bir köşe yazımda Düzce’nin “MİNİ TÜRKİYE” olduğunu örnekleriyle ifade etmiştim. O sözümün yine arkasındayım. Düzce’nin bu gerçeğine; 31 Mart 2024 Yerel Yönetimler seçimlerinde hep birlikte şahit olduk…Bunu detaylandırmayı sona bırakarak bu yazımda iktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilçe kongrelerinde tanık olduğum bir takım gerçekler ışığında benim objektifimden bir fotoğraf çekmek istiyorum…

AK PARTİ AKÇAKOCA’DA NE YAPMAK İSTİYOR?

Bu yazım siyasi bir yazı değildir bunu bilesiniz !..

Akçakoca’nın Düzce’mizin en önemli turistik, ekonomik ve sosyal özelliklerine sahip önemli ilçelerimizden biri olduğu gerçeğini tartışmaya dahi gerek görmüyorum…

Böyle olunca ilçede yapılan her türlü sosyal, siyasal ve ekonomik her türlü konu benim ilgi alanıma giriyor. Hatırlarsanız Akçakoca’daki yerel seçimler öncesi de genel bir değerlendirmede bulunmuş parti ve adayları objektif olarak değerlendirmiş “her partinin kazanması muhtemel adaylarını” da adeta çekinmeden ifşa etmiştim…

Yerel seçimler geçti ancak “siyasette seçim biter mi ?..”

Akçakoca CHP İlçe teşkilatında yaşananları gördünüz. Sırada Ak Parti’nin İlçe kongresi var…

Melenağzı’na “mahmuz” yapılmasının onaylanması dahi aynı partinin Milletvekilleri, il ve ilçe başkanlarını karşı karşıya getirecek açıklamalarla “bulanıyor adeta !..”

Sakarya ve Düzce öncelikle; ama komşu illerin sınır ilçeleri özellikle parti taassubu gözetmeden “birlik-beraberlik ve dayanışma içinde” olmalıdır; asıl olan budur. Benim açımdan Melenağzı’na mahmuz yapılsın da kim yaparsa yapsın. Ama siyasiler kullandıkları dillere dikkat etmelidirler. Bunun A’sı Z’si yok..

Bu Düzce için de Sakarya için de aynı; Bolu ve Zonguldak için de aynıdır. Yeri gelmişken söylemeden geçemedim. Daha sonra konuyu araştırıp dillendireceğim bilginiz olsun!..

Ak Parti’nin ilçe kongresi yakın ya yine Ak Parti içinde kazanlar kaynamaya başladı. Akçakoca’nın eski Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici yine en fazla konuşulan ve hakkında en fazla yorum yapılan karakter olma özelliğini sürdürüyor.

“Aday olmadı o yüzden aday göstermedik, aday olsaydı belediye başkanı Cüneyt Yemenici idi” diyen çok oldu onu biliyorum. Ancak bugün söylenenler gerçeği yansıtmadığını bildiğim dikkatimi; konuyla ilgili kalem oynatmak zorunda kaldım; “yarım işi sevmem çünkü !..”

“Aday olsaydı” sözü doğru oturtulmuyor !.. Her seçilen başkan;  “aday veya aday adayı” olduğu için mi seçim kazanıyor veya kaybediyor!.. Çilimli Belediye başkanı aday mı olmuştu da aday gösterildi ve belediye başkanı oldu !.. “Orası büyük şehir” demeyecekseniz Türkiye’de örneği çok… “Partiye küsenler” veya “küstürülenler” bugün Ak Parti’nin birçok il, ilçe ve beldelerinde seçimin kaybedilmesinde büyük etkenlerden olduğu biliniyor…Beni örneğe zorlamayın !..

Olaya siyasi bakmayın her zaman…Bazen “insani” bazen da “objektif” bakın ki inanın gerçeği göreceksiniz !..Ak Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum “aday mı olmuştu da aday gösterildi !..” Ama ne yaptı siyasetin deha isimlerinden Erdoğan; “seçim kaybetti” veya “aday olmadı” diye Sayın Kurum’u affedersiniz  çöpe mi attı !.. “Bakan yaptı !..” Bu bir derstir Ak Parti için…

Cüneyt Yemenici belediye başkanı seçildiği 2014 yılında % 36,33 oy oranı ile başkan seçilmişti… O döneme göre ciddi bir başarı…Bugüne kadar Ak Parti’nin Akçakoca genelinde belediye başkanlığı seçimlerinde aldığı en yüksek oy oranı. Yani “az oy almıştı” diyenler yanılıyor ya da kasıtlı konuşuyor.

Cüneyt Yemenici siyasi bir kimliği olmamasına rağmen sosyal medyada paylaştığı “siyasi yorumlar ve tespitler” çok sayıda Milletvekilinin ve Belediye Başkanının paylaşamadığı söz ve mesajlarla dolu…Bunu neden yorumlamıyorsunuz…

Ben zaman zaman takip ediyorum Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün de paylaşımlarına bir bakın ki bir çok bakanın dile getirmeye cesaret edemediği bir çok konuya neşter vuruyor; proje sunuyor, çözüm üretiyor, makamı uygunsa bizzat uyguluyor…

·         William Shakespeare “Değerin, sahtesi de gerçeği de kara bahtın fırtınalarında belli olur” derken verdiği mesaj da anlamlı. Sahtesi de gerçeği de belli olmuş kişilerle ilgili yorumdan kaçınmanızı öneriyorum. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum.    

Makam için mevki için üç kuruşluk dünya için “kimseyi bilerek kırmayalım, durup dururken de haksızlık yapmayalım.

“Acı reçetenin” eninde sonunda “acı bir fatura” olarak geri döneceği gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Yaradan “kansere veya kangrene dönüşen hastalıklardan cümlemizi muhafaza eylesin. Bilimsel verileri dikkate almanın yanında insani ve ahlaki kriterleri de yok saymanın gelecekteki “manevi faturası” daha da ağır olacaktır. Buna inanıyoruz.

“Altın, kir tutmaz” boşuna yorulmayın !..