Kelime içeriği ilmi bir söylemdir. Bir çok kıssa ve yaşanmışlıklar da kendine yer bulmuş kanımca çok değerli bir söylemdir. Muhatabı insan temelli ağırlıklı olarak ses, söz davranış biçimlerinin toplu ifade ediliş şeklidir. Daha önceki yazılarımı göz önünde bulundurarak pozitif bir eylemdir demek aşağı yukarı tam ifade edilmiş olabilir.

Gerek yaşayarak gerek gözlemlerimle şahit olduğum şekliyle konuyu biraz açarak devam edeyim. Aslında İNSAN, İYİ İNSAN olmak la direkt bağlantılı bir ifadedir. Tabi önce iyi insan nedir? Nasıl olur?olmalıdır?’a bir pencere açmak gerekir diye düşünüyorum. Ve tabiî ki de kime göre ? neye göre iyi insan gibi soru da gelebilir aklınıza. Haklısınız. Ben burada hukuki bir terim kullanarak bir tanım yapmaya çalışacağım. MADDİ ve MANEVİ durum.

Bana göre: bir insanın önündeki iki seçeneği tamamen tercih ederek pozitif olanı seçme meselesidir. Yani bir işi, fiili, diğer şıkkı seçtiğinde olumsuz, negatif olacağını bilerek anlayarak yapmaması durumudur. Temel olarak ahlaki ve vicdanı bir duruş eylemdir diye düşünüyorum. Hangi meslek gurubuna dahil olunursa olunsun, cinsiyet farkı gözetmeksizin insan davranışlarının tümüdür. Dediğim gibi ağırlıklı olarak vicdanın ön plana çıktığı her türlü davranışların bütünüdür. Mayasını da aile terbiyesi, örf adet geleneklerin de toplandığı her türlü davranış biçimlerinin karşılığıdır. Ve tabi ki insanın oturmuş karakter yapısının da ortaya çıkan bir parçasıdır. Ses tonu, söz tonu, bir bakış, bir tebessüm bahse konu durumu olumlu olarak yönlendiren anahtar başlangıçtır. İnandığımız dinimizin de buyurduğu gibi :

SELAM VERMEK veya TEBESSÜM ETMEK bile sadaka sayıldığı söylemi ilgi tutarak genel anlamda ‘’ iyi davranmak’’ denilebilir. Üstelik bu davranışların maddi bir bedeli de olmadığını göz önünde bulundurduğumuzda hiç de zor bir fiil olmadığı nettir.

Maalesef günümüzde makam mevki, şan şöhret, zenginlik vb. gibi olanaklar içinde hezeyana kapılarak üstüne kibir ekleyerek , Asimile ettiği vicdanıyla yapmış oldukları fiillerle ne kadar aciz duruma düştüklerinin farkında olmayan onlarca insan tanıyorum. Böyle mi olmalı? Elbette olmamalı.

Konu o kadar derin ve manalar içeriyor ki toparlamak ta güçlük çekiyorum desem abartmış olmam. Birkaç çarpıcı örnek vermek de gerekir anlaşılır olabilmesi adına, ama o kadar çok örnek var ki hangisini versem diye git gel’ler yaşıyorum. Bence örnek vermeyeyim ve siz kıymetli okurlarımı özeleştiri yaparak vicdanınızla baş başa bırakayım diyorum.

BAKİ KALAN BU KUBBEDE HOŞ BİR SADA

İle anılmak varken nedir bu dünyevi hırslarımız, tatminsizliklerimiz? Bir an önce tüm toplum olarak silkelenip kendimize gelmeliyiz diye düşünüyorum

Cümleten GÖNÜL SADAKA’larımızı layıkıyla yerine getirebilelim dilek ve temennilerimle, hepinize her şey’in her zaman gönlünüzce olmasını diliyorum

KALIN SAĞLICAKLA