SEVGİ NEDİR?

Kimsenin inanç değerlerini yargılama ki böyle bir haddim ve hakkımın olmayacağının farkında olarak kendi bakış açımla bir değerlendirme yapacağım.

Dün aynı zamanda akraba da olduğumuz yeni bir çift uzaklardan ziyaretime geldiler. Samimiyetlerinden zerre şüphe duymadığım misafirlerimle aramızdaki diyaloğu da aktarmak istiyorum

‘’abi okudukça öğrendim ve gördüm ki  mümin olmak sadece dini ritüelleri( namaz, oruç, hac,zekat vb.) yerine getirmek değilmiş’’’’ öncelikle insan olabilmekmiş’’ dedi. Ve hepimiz hemfikir olarak bu konuda bir sohbete daldık. Zaten manen de insan olmak devamında hepsini getiriyordu. Konuyu aynı paralel de değerlendirmek hemfikir olabilmenin huzuru içinde müsaade isteyip kalktılar. Sohbet gerçekten keyifli ve nokta atış tespitler le ikimizi de tatmin eden noktaya ulaşmıştı. Yeni bakış açılarıyla hepimiz heybemize yeni bilgiler doldurmuştuk.

Gelelim başlığıma: SEVGİ…Net olarak söyleyebilirim ki çoğumuzun sihirli cümle olarak kabul ettiğimiz ‘’SENİ SEVİYORUM’’ cümlesi çoğu zaman etkili de olsa tam bir tarif asla değildir.

Baş tarafta da inceden değinmeye çalıştığım gibi SEVGİ: İNSAN olabilmektir diyorum.

SEVGİ ’ye dair söylenebilecek o kadar çok şey var ki bir makale ile anlatmak imkansız da olsa birkaç ana başlık açarak yorumlamayı siz değerli okurlarıma bırakmak istiyorum.

Bana göre olmasını arzu etiğim pozitif duyguların dışa vurumudur. Dürüstlüktür. Ses ve söz tonudur. Bir dokunuş, bir tebessüm bir gülüştür.Bir terapidir. Doğru zaman ve doğru şekilde kullanıldığında, sunulduğunda şifadır adeta.

Literatürümüz de manevi olarak da atasözü olarak da bildiğimiz bazı söylemler vardır. Mesela ‘’tebessüm etmenin sadaka ‘’ sayıldığı,  ‘’en etkili şifalardan birinin sevgi dolu bir tebessüm’’ olabileceği vb.   Ben de bu söylemlerin doğru olduğuna inananlardanım.

Muhtemelen hepinizin bir vesileyle duymuş olduğunuzu düşündüğüm bir kıssa rivayet ten bahsedeyim.

Aileyi yaşam tarzlarını bilen dönemin ünlü bir hekimine bir aile hasta olan babalarını kontrole götürür. Doktor ‘’ verdiğiniz ilaçları kullanıyoruz ama hastamızda bir iyileşme yok ‘’ demiş. Ve doktor kendinden emin bir tavırda ‘’ sevginizi verin’’ diye cevaplamış. Hasta sahibi ‘’ ya bir şey değişmezse’’ deyince doktor’’ dozajını arttırarak devam edin ‘’ diye telkinde bulunmuş. Rivayet buya bir sonraki kontrolde hastanın çok daha iyi seviyede iyileştiği gözlemlenmiş. Her ne kadar ironi bir şekilde sunulmuş olan bu kıssa bir o kadar da gerçektir.

Çünkü SEVGİ:

-Merhamettir,-Dürüstlüktür,-Erdemlilik dir,-samimiyettir,-Hoşgörüdür-Saygıdır,-Karşılık beklemeden verebilmektir,-Yani total de İNSAN olabilmektir

Hani içinde sevgi, saygı, özveri, bağlılık vb bir sürü faktörleri içine alan ama son tuğla olarak da güveni kullandıkları bir yapı çan eğrisi teorisi bakış açısı vardır bilirsiniz. Ve bu yapıyı en altta ki tuğla olan güvenin çekildiğinde hepsinin yerle bir olacağı anlatılmak istenir ki bana göre de doğru bir bakış açısıdır. Bu örneği niye verdiğime gelirsek yukarda ana konuya entegre ederek bir düşünelim bakalım istedim.

Alternatifsiz olarak gerek bireysel, gerek mesleki, gerek ailevi olarak sevgimizi ne kadar ifade edip kullanabiliyoruz?

Bana göre geç kalmış sayılmayız. Yazımı da göz önünde bulundurarak bir özeleştiri yapıp yeni yol haritaları belirlemek mümkün diye düşünüyorum.

Yukarıda ana birkaç pencere başlığı açmaya çalıştığım doğrultuda, doğru analiz edilerek uygulandığı takdir de SEVGİ pozitif sonuçlar alınabilen bir pazıl bütünüdür.

Yine duyduğunuzu bildiğinizi düşündüğüm bakış açısı: muhakkak ki herkes seviyordur, kendine göre bir yöntemi vardır. Ama burada ölçü nedir? Ne olmalıdır? Bana göre: ölçü evet herkes seviyordur sevgisini bir vesileyle göstermeye gayret ediyordur tamam. Peki ne kadarımız bu eylemimizle öne çıkabiliyoruz? Net olarak şöyle diyeceğim. Evet herkes seviyor ama kaçı bunu hissettirip kalp ritmini değiştirebiliyor? Kendimizin de rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz dönüş tepkilerinden o ritmi değiştirip değiştiremediğimiz eminim ki bellidir. Ölçü budur. Kanaatimce bu olmalıdır.

Kendi adıma benim hayatım da ritmimi varoluşlarıyla, yanımda oluşlarıyla değiştiren dostlarım arkadaşlarım kesinlikle var. Ve ben bu duruma her zaman şükreden biriyim.

Hani bir dönem toplumda sloganlaşmış ‘’haydi çocuklar okula’’ söyleminde ki gibi kendimize bir slogan oluşturarak bahse konu sevginin sunumuyla ilgili yeni bir bakış açısı belirleyerek(haydi ‘’ritimleri değiştirmeye’’ gibi bir sloganla) hayata devam edebiliriz ümit ve beklentimle herkese selam ve sevgilerimi iletiyorum.