WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05322741316

İlhami HAN

İlhami HAN
İlhami HAN
Tüm Yazıları
AŞK (SEVGİ) A DAİR
31.07.2021
829

AŞK’(sevgi) a dair diye bir başlık  açıp  bu üç harften oluşan sihirli cümle üzerine bir şeyler yazmayı düşünüyorum. Aslında çok geniş bir kategoriyi içeren bir konu başlığı ve üzerine saatlerce sayfalarca yazılabileceğinin de bilincin de   olarak  kendimce değerlendirmeye çalışacağım.

Ben iki ana başlık üzerinde durmak istiyorum.

  1. Cismani aşk
  2. Ruhani (manevi) aşk.

Cismanide ki kastım hepimizin zaman içinde yaşadığı sonu genelde izdivaçla biten karşı cinse duyulan aşk.:  dna’larımıza kodlanmış duyguların adeta tavan yaptığı, kalp ritimlerinin apaçık değiştiği, insanı oradan oraya savurabilen duygular yumağı. Ve tabi beraberinde getirdiği halk söylemiyle derbederlikler, adlandırılamayan hal ve hareketler bütünü. Yani gecenin X bir saatinde sevdiğin aşık olduğun, ona aşk duyduğun kişi beş karış uykuda olsa bile onun evinin önünden geçmek. Sırf o dinliyor diye pek alışık olmadığın bir müziğe adapte olmak, onun gezdiği sokaklarda yanında o olmasa da yürümekten zevk alabilmek ve bunun gibi adlandırılamayan onlarca reaksiyon. Tabi o anlar da vücudun salgıladığı    serotonin  mutluluk hormonu. Alır götürür insanı. Ve kişilere göre değişken’ lik   gösteren hatta bağımlılık yaratan örnekleri de gördüm diyebilirim. Aşk acısı çekerek mutlu olmak. Ki buna tarihimizde Ferhat-şirin vb. örnekleriyle de şahidiz. Tabi bu arada çok tasvip etmediğim gözlemlediğim bir ayrıntıda var. Aşk hisseden kişinin sahip olma vb. anlayamadığım tutkulu davranışları. Bu istem doğrumu değimli tartışılabilir belki ama ben şahsen çok doğru bulmadığım bir tavır sahiplenme isteği. Yani içinde kalbinde ruhunda düşüncelerde yaşatılmalı Aşk. O anla mutlu olmayı denemeli insan diye düşünüyorum. İçinde saflık, temizlik, dürüstlük olmalı. Maalesef gözlemlediğim kadarıyla özellikle genç kuşak Aşk’ı birlikte olmak, beraber olmak, yatmak gibi şehveti boyuta çektiğini de gördüm. Görüyorum. Ve bu duyguların karşılıklı olması ise (yani karşı cinse duyulan aşk) tarifi imkansız denebilecek kadar hoş olsa da aksi olduğu zamanlarda tarafların bir nevi intikam alma yarışı içine girerek ‘’ kedi uzanamadığı ete mundar dermiş’’ atasözünde anlatılmak istediği gibi çirkinleşebildiklerini de gördüm.  Hangisi olması gerektiği yönünde şu olsun diye tek bir hedef ortaya koymayacağım ama Aşksız  yaşamamalı insan diye düşünüyorum. Bence Aşk’ın   hammaddesi sevgi.  Dolayısıyla sevgiyle yoğrulmalı insanın kalbi adına ister Aşk densin ister başka bir şey. Olabildiğince doldurabilmek yüreği, duyguları insan Aşk’la.   Evet bu başlık üzerinden devam edecek olursak ilave alternatifler bulmak mümkün. Mesela evlat Aşk’ı. Torun aşk’ı. Beraber yaşadığımız evcil hayvanlarımızın aşk’ı. Etrafımızda bulunan nebatat (çiçek, böcek, vb.)Aşk’ı. Bütün bu öğeler bizi insan yapan temel kavramlardır düşüncesindeyim ki genel de bir vesileyle karşılık bulur ve dönüş sağlarlar kanaatindeyim.

Aslolan bu durumdan zevk almayı bilmek, zevk alabilmektir. Rivayet olunmuştur ki: bir gün birisi bir veli’ye ‘’ sevmek mi önemli sevilmek mi?’’ diye sorar. Veli ‘’ tabi ki sevmek’’ der ve devam eder ‘’ insan sevdiği zaman o aşk’ı hisseder ve yaşar, yüzde yüz emindir durumundan. Oysa sevilmek, sevildiğinden hiçbir zaman emin olamaz. Ümit eder’’ demiştir. Ne demiştim: Aşk sevgiydi, sevmekti. Sevmek mutlu olmak gülmekti. Hani hepimizin bazen kullandığı ‘’ sevin, gülün. Gülün ki dünya gülsün’’ sözü de     bahse  konu duruma bir anahtar denilebilir. Tabi bu durumu bir takıntı haline getirmeden, sınırları iyi belirleyerek aşırıya kaçmadan tadında yaşamak gerektiğini düşünüyorum. Şahsen Aşk’ı, sevgiyi iliklerimde hissedercesine yaşamaya çalışıyorum ve böylede mutlu oluyorum. Olaya biraz vermek almak tan daha güzel tarz içindeyim sanırım.

Geleyim manevi(ruhani) Aşk’a. :

Yazılarım da daha önce belirtmiştim. Kimsenin inanç ve ibadetlerini sorgulama eleştirme hak ve haddine sahip olmadığımın bilinciyle inançlı bir insanım. Ve inançlarımı da rehberim olan kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de yüce yaradanım ALLAH (C.C.)’ın  emir ve buyrukları doğrultusunda ibadet ritüellerimi yerine getiririm. Yani manevi Aşk!  Doya   doya  yaşarım bu aşk’ımı. Mesela namaz ibadetimi yerine getirmek için onun huzuruna çıkmak bana aşırı mutluluk verir. Cemaat’le bir arada olabilmek, beraber namaz kılmak hatta cemaate müezzinlik yapmak, belki bir vesileyle imamlık yapmak ki  bir çok kez bunu da yaptım hamdolsun. Beni bilenler bilir yaradanım la    gece baş başa sohbetlerim vardır. Direkt irtibat. Aracısız. Bana huzur verir. Mutlu eder beni. Saf bir  Aşk’tır bu benim açımdan.

Yine inancım gereği kutsallarım var.  KABE vb.gibi. Nasip oldu da 2007 yılında ümre hacısı olma şerefine nail oldum. Çok istiyordum gidip görmeyi.Sevgili eşimin yorumuyla : gidene kadar çıldırmış gibiydin demişti bana. Evet sanırım öyleydim. Ateş basıyordu vücudumu zaman  zaman. Ve bu uçağın kalkışından  Mekke ye inişimize kadar sürdüğünü net hatırlıyorum.  Hele  hele o ilk karşılaşma KABE(Beytullah’la)yle. İşte Aşk buydu. Bütün AŞK’lar için söylenen bir ifade vardır bilirsiniz: yazılmaz, anlatılamaz yaşanır diye. Aynen öyle bir ambians tı. Sadece yaşanabilir hissedilebilirdi. Ben de tüm benliğim le hissettim yaşadım diyebilirim. Kişinin inancıyla paralel olduğunu düşündüğüm müthiş tarifsiz bir enerji akışı kapladı tüm benliğimi. Sanki koruma kalkanı ile çevrilmiştim. Mutluluk, huzur adlandıramadığım bir sürü duygu yaşıyordum. Tadını çıkarıyordum. Belki ileriki yazılarımda bu seyahatimi daha detaylıca da yazarım diye düşünüyorum. Gördüklerimi hissettiklerimi yaşadıklarımı bilimsel olarak da tanımlanmış olan dünyanın kapasitesi en büyük olan hafıza kartı  beynime kodluyordum adeta. Öyle böyle bir kodlama değil.  En ince ayrıntılara kadar detaylandırarak.  Şöyle ki bu gün beni bir vesileyle oraya götürmüş olsalar. Bilenler bilir gözüm kapalı merkez postanenin önüne koysalar el yordamı ve hislerimle tüm zorlanmama rağmen Mescidi Haram’ı bulur. Her santimini tüm katları rahatlıkla gezebilirim kanaatindeyim. Ben buna ilahi AŞK diyorum. Ve beraberinde ziyaret ettiğim Mescidi Nebevi dahil onlarca yer. Hepsi  ve daha fazlası hafıza kartımda yüklü.

Niye böyle bir konu seçtiğime gelirsek bir an içimden geldi sizlerle paylaşmak istedim diyeyim.

Ben fark ettiğiniz gibi Aşk’ı sevgiyle bir bütün olarak gördüğüm için insanlığı Aşk(sevgi) kurtaracak diyorum. Tabi sevgi’yi de içinde ahlak, adalet, iyililik vb. temel öğeleri barındıran daha önce tanımlamaya çalıştığım  İNSAN   olarak yorumluyorum.

Hayatımızda sevgiyle  yoğrulmuş  AŞK’lar  bol olsun dilek ve temennilerimle saygılarımı sunuyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar