
05322741316
İlhami HAN
KUTLAMALAR-SEVİNÇLER
Bir insan, duyarlı bir vatandaş olarak bu makaleyi yazma sorumluluğum olduğunu düşünerek öngörülerimi tavsiyelerimi rica ve temennilerimi sizlerle paylaşacağım. Mevsim itibarıyla(düğün dernek cemiyetlerinin hareketlendiği şu günler), özellikle başta DÜZCESPOR’u göz önünde bulundurarak (ki birkaç gün içinde inşaellah şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz) futbol başta olmak üzere yerel bazda ve ulusal bazda spor branşlarının sonuna geldiğimiz günlerdeyiz. Başarılar taçlandırılmalımı evet taçlandırılmalı. Ama bunun makul bir ölçü sınırları içinde olması gerektiğine değinmek istiyorum. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacağınızdan eminim.
Bende bir silah tutkunu hatta uzun yıllar (20 yıla yakın taşıma ruhsatlı bir silah sahibi olarak bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm. Aslında ramazanı-ı şerif başladığı gün yayınlamam gerekiyordu bence ama geç kalmış da sayılmam en azından bir sonraki adımlarımıza ışık tutabilecek bazı tespit ve gözlemlerimi dile getirip tedbir ve önerilere dikkat çekmek istiyorum.
MAGANDALIK
Maalesef toplum olarak kendimizi kontrol edemiyor sevinçlerimizi acıya hüzne çevirmeye meyilli bir alışkanlıklarımız var. Gelenek adet adı altında bazen sınırlarımızı aştığımız hepimiz için malum bir durum. Akil insanların magandalık olarak tanımladığı bir sürü çeşitlendirilebilir örneği olan bu fiili eylemlere benim bakış açım da hoş değil. Bende magandalık olarak tanımlıyorum. Efendim ramazan başlıyor sarılalım silahlara. Şarjör şarjör havaya mermi sıkalım. Neymiş adetmiş. Peh peh peh. Ne akılla ne mantıkla bağdaşmayan saçma sapan bir uygulama . Üstelik bazen nahoş sonuçlar yaratan (mal-can kaybı) hiçbir şekilde artı bir getirisi olmayan bir nevi gösteriş çabası. Ekonomik boyutundan bahsetmiyorum bile ki oda ayrı bir zarar. Neymiş tuttuğu takım veya milli takım galip gelmişmiş de, şampiyon olmuşmuş da falan filan. Ya düğünlerimiz? Gelin almaları. Tamamen kontrolsüzce sonu düşünülmeden mermi sıkmalar. Hem de dakikalarca. Görüntü kirliği( patlama sesi) bir yana o ortamda bulunan kadın çocuk yaşlıların yaşadığı korku endişe başka bir boyutu. Bunu bir güç göstergesi, hava atmak diye görenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Ki üsttede değindim ekonomik götürüsü de ayrı bir şey. Ben zaman zaman düşünüp şöyle derdim: özellikle düğünler de yapılan bu ritüelde o sıkılan mermilerin bedeli yeni yuva kuracak gençlere destek olarak verilse de bir işe yarasa bari. Neyse bildiğim kadarıyla özellikle bazı köylerde Akil insanların, köy ihtiyar heyetinin aldığı kararlar la sözümona bu gelenek diye tabir edilen uygulamalara yasak getirildiğini memnuniyetle takip ediyorum.
Her ne kadar başlık içeriği sadece silah atımı gibi yansıyorsa da ki büyük bir bölümü doğrudur. Magandalık bununla sınırlı değildir. Yani onlarca örnek vermek mümkündür. İlk aklıma gelenler ulu orta yola tükürmek, çöp atmak, nerde nasıl kime hangi ses tonu ve tavırla hitap edeceğini bilememek, meskün mahal diye tanımladığımız alanlarda özellikle gençlerin araçlarındaki müziğin sesini sonuna kadar açıp tozu dumana katarak turlamaları, her türlü ükela ve kaba davranışlar vb. onlarca örnek gösterilebilir.
Mutlaka duymuşsunuzdur.’’ Hürriyet yada özgürlük bir başkasının hürriyetine taşma yaptığın , onun özgürlüğünü kısıtladığın anda biter’’ derler ki ben bunun doğru bir tanım olduğunu düşünüyorum.
1990 lı yılların ilk yarısı muhtemelen 93-94 lü yıllar.
Yaşanmış örnek vererek değerlendirmeyi sizlere bırakmak niyetindeyim. Yeni evliyim. Şehir merkezinde 5 katlı bir binanın 5. Katında oturuyoruz. Eşim hamile. Yanlış hatırlamıyorsam bir futbol müsabakası sonucu taraftarların kutlama adı altındaki taşkınlıkları, magandalıkları. Aslında meraktan olsa gerek balkonumuz yola baktığı için bazen seyretmek amaçlı bu tür bahse konu olayları balkona çıkarak seyrettiğimiz olurdu.
İşte o gecede aslında bir ara balkona çıkıp izlemeye çalışmıştık ama silah sesleri başlayınca içeri girmiştik.
Neyse içeri girip bir yere telefon etmek için telefonun ahizesini elime aldığında çevir sesinin gelmediğini fark ettim. Eşimin hamile olması nedeniyle evde çalışan bir telefonun olması zaruriydi. Sabah ilk işim telefon arızaya arıza kaydı bırakmak oldu. Kişisel ilişkilerimle takip ettiğim süreçte aldığım cevap hattınız normal di. Oysa telefon çalışmıyordu. Rica minnetle teknik bir görevlinin yardımını talep ettim. O dönemde inşaat sektörünün tam gelişmemiş mimarinin oturmamış olması sebebiyle olması gereken ana hattın binanın girişindeki kutuya getirilip ordan içerden odalara dağılması olması gerekirken uygulanan yöntem en yakın direkten binaya kablo çekilip hangi kattaysa o katın uygun bir yerinden ki genellikle cam altlarından balkon kapılarından kablo geçirilerek hat evin içine sokuluyordu. Bizim evdeki de böyleydi. Herneyse durumumuzun ehemniyeti açısından teknik bir personel mağduriyetimin giderilmesi için nerdeyse santim santim direkten eve kadar gelen hattı kontrol etmeye başladı. Bende peşinde onu izliyor takip ediyorum. Tam bizim kata geldiğinde (bu takip binanın dış yüzeyinde kablonun takibi esasıyla yapılıyor) Teknik arkadaş ‘’ İlhami bey gelin gelin’’ diye beni balkona çağırdı. Eliyle bir noktayı işaret ediyor.Baktım dün gece kısa bir süreliğine çıktığımız balkonun kapı girişinden evin içine giren bir noktasında mermi isabeti ile kopan kablo. Mermi kabloya denk gelip koparmış hattı kullanılamaz hale getirmişti. Görevli arkadaş o kabloyu değiştirerek mağduriyetimizi gidermiş, sorunumuzu çözmüştü. Ama ben ‘’ ALLAH(C.C.)KORUMUŞ’’ derler ya eşime çaktırmamaya çalışarak buram buram soğuk terler döktüğüm o anı kelimelerle anlatmam mümkün değil! Kesinlikle telafisi mümkün olamayacak bir durumun kenarından süzülüp geçmişiz. Şu an bile düşündüğüm de titreyerek hatırladığım bir an.
Sonuç olarak adına ister magandalık ister başka bir şey diyelim. LÜTFEN Sevinçlerimizi acıya, mutluluklarımızı hüzüne çevirmeyelim. Sağduyulu olalım, kurallara uyalım. Bu vesileyle de Şampiyonluk ipini göğüsleyen DÜZCESPOR’umuzu da gönülden tebrik ediyorum. Nice başarılı sezonlara dilek ve temennilerimi ekliyorum.Ş A M P İ Y O N D Ü Z C E S P O R
LÜTFEN İTİDALLİ OLALIM SEVİNCİMİZİ ACIYA DÖNÜŞTÜRMEYELİM.
Yazarlar
-
Murat UYGUNHayatını Boşlama Yaşayarak Büyü 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TEKKuşların da Başkenti! 13.06.2025 Tüm Yazıları
-
Doç. Dr. Selahattin ATEŞNEDEN GÖZÜ YAŞLI BİLİNEMEDİ !.. 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alaattin SİVRİOĞLUDüzcespor'un Perde Arkası Başarısı ve MUŞSPOR 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Emin SÖNMEZOĞLUMÜSLÜMAN GENCİN ÖZELLİKLERİ 23.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin ARPACISANATIN ‘EN’LERİ 3.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ömer Faruk YILMAZTime to play-off 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ömür BİLGİNKendimden özür diliyorum… 11.04.2025 Tüm Yazıları
-
Asuman KARAŞABANOĞLU"ENVER GÜLSOY" U UĞURLARKEN !.. 18.02.2025 Tüm Yazıları
-
Erol TAYHANOLMASI GEREKEN “BU !..” 25.10.2024 Tüm Yazıları
-
Ekrem ŞAMAGALİÇYA’DAN DERS ALMAK !.. 19.09.2024 Tüm Yazıları
-
Remzi ERDEMAKIL ETMEK 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Prof. Dr. Ali ATEŞErdemlilikte Yarış BİRLİK VE BERABERLİKTİR 10.05.2024 Tüm Yazıları
-
Aydın KOÇGAZZE: ‘DÜNYA BAKTI, GÜNEY AFRİKA YAPTI’ 9.05.2024 Tüm Yazıları
-
Kemal SOYLUŞOFÖR DEDİĞİN HER ARABAYI KULLANMAZ MI? 1.05.2024 Tüm Yazıları
-
İbrahim BİLGİNOY NURCANUM 11.03.2024 Tüm Yazıları
-
Kadriye Polat KIYĞILAh Be ZAMAN !.. 10.09.2023 Tüm Yazıları
-
Yusuf BİLTEKİNNİĞDE SENİ ÇAĞIRIYOR 23.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ömer EMECANKOCAALİ - DÜZCE 17.04.2023 Tüm Yazıları
-
Atilla GÖSTERİŞLİANNEM BİZİ DEPREM BÖLGESİNE GÖTÜRDÜ 25.02.2023 Tüm Yazıları
-
İlhami HANİÇİNİZDEKİ ÇOCUĞU ÖLDÜRMEYİN! 26.01.2023 Tüm Yazıları
-
Nejat ÖZSOYBİR HAFIZA MEKÂNI OLARAK HACI İHSAN’IN İHTİYARLAR KAHVESİ 19.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.01.2023
26.11.2022
15.11.2022
8.11.2022
24.10.2022
18.10.2022
20.09.2022
13.09.2022
8.09.2022
31.08.2022