ÖLÜM SONRASI AİLE İÇİNDE YAŞANANLARA DAİR

  • 5.05.2022 14:04
  • (1)

Aslında tamamen gözlemlerim, yaşadıklarım ve bahse konu durum içim istişarelerimden edindiğim kanaatlerimi sentezleyerek siz okuyucularıma bir pencere açmak için bu yazıyı yazma kararı verdim. Öngörüm okuduğunuzda kendiniz den , duygularınız dan bir parça şeyleri içinde bulacağınız yönünde olup  yaşanacaklara dair bir ön bilgi olması adına diyorum.

ÖLÜM

İnandığımız dinimiz İslam, rehber edindiğimiz kutsal kitabımız Kuran-ı kerim biz kullara Al-imran  185. Ayet-i kerimede net olarak ‘’Külli nefsin zaikatul mevt’’ diye tek bir cümleyle  Yüce Yaradanımız ALLAH (C.C.)  ‘’ Her canlı ölümü tadacaktır’’ diye bize bildirmiştir. Ve daha derin tefsirleride göz önüne alırsak , o yaradan bizi öyle kodlamışki hiçbir yaradılan  ne bir nefes eksik ne bir nefes fazla alamayacak, vakti geldiğinde büyük meleklerden AZRAİL Aleyhisselam  marifeti ile (elbette farklı sebepler gösterilebilir)ruhumuz bedenimizden alınacak ve dünya hayatımız son bulacak. Ve yine bildirildiği yani bildiğimiz kadarıyla  ne zaman olacağı sadece ve sadece ALLAH (C.C.) tarafından bilinen  Mahşer günü diğer bir söylemle kıyamet gününe kadar bedenimizin yani cenazemizin toprağa tevdi edildiğini zaten biliyor ve inanıyoruz.

Bu vesileyle Berzaha göçmüş tüm merhum ve merhumelerimize  rabbimin rahmet ve mağfiretiyle muamele eylemesini niyaz ediyorum. Cümlesinin mekanı cennet olsun inşaellah.

NİYE YAZIYORUM?

Son zamanlarda gerek yakınlarımdan, gerek eş, dost, arkadaşlarımın aile bireylerin den  berzaha uğurladığımız  çok insan oldu. Bire bir yaşayanlardan biri olarak kesinlikle tarifi zor bir durumdur. Kendi adıma babamı kaybettiğimde içimde tarif edemeyeceğim bir boşluk oluşmuştu. Kendimi olağan akışa bırakmış hüngür hüngür ağlarken  bir yandan da içimde karşı koyamadığım o soru bombardınmaları  devam ediyordu. ‘’ Eyvah! Ben ne yapacağım şimdi? Eyvah! Eyvah!’’ korku ve endişeleri üzerimden atamıyordum. Zor anlardır. Telafisi yoktur. Karşılığı yoktur.

YETİM-ÖKSÜZ

Bilinen şekliyle babasını kaybedenler Yetim, Annesini kaybedenlerde Öksüz olarak tanımlanır toplumda. Her ikisini de kaybetmiş olanlarda Öksüz diye adlandırıldığına şahit olmuşuzdur hepimiz. Ve yine  Anne ve Babası ölmemiş olsa da  çeşitli sebeplerle ailelerinden koparılmış, bir arada olamayan çocuklar içinde kullanılır bu terimler. Her iki terimin karşılığı ise telafisi mümkün olmayan kocaman bir boşluktur.

Bizzat yaşamış ve yakın diyebileceğim birkaç dostum ve arkadaşlarımla yaptığım istişarelerden ortaya çıkan  şöyle de bir durum olduğunu söyleyebilirim.: Cenazenin defninden sonra aile fertleri bir süre( ki bu sure bazen 1-2 ayı bile bulabildiği gözlemlenmiştir.) gerek annesini gerek babasını  görür gibi, birilerini onlara benzetir, seslerini duyar gibi durumlar yaşarlar.Ben mümkün olduğunca bu halleri uygun bir dille cenaze sahiplerine izah etmeye gayret ederim bilenler bilir.Yani  bu girilen psikolojik durum abartılacak bir durum değildir düşüncesindeyim. İnsanların ‘’ Ya ben kafayımı yiyorum acaba?  Ya da aşırı halüsünasyon görmeye başladım galiba ‘’ endişeler yaşamamasını kendilerine telkin ediyorum.  Zira   dedim ya tecrübemle de sabit ki bunlar olabilecek tepkiler. Ben kendi adıma bunun yaradan tarafından o kişilere sunulan bir lütuf olduğuna inanıyorum. Yani acısını hafifletmek, onu rahatlatmak için ALLAH (C.C.) IN bir ikramı diye düşünüyorum. O ilk günlerde bu tür sahneler yaşanabildiğini anlatmak istedim. Kaldı ki o özlem yaşam boyu bitmeyeceği muhakkaktır.

SORUMLULUK

Bütün bu yaşananlardan ortaya bir sorumluluk durumu çıkar. Bana göre geride kalan aile kalabalıksa, yani kardeşler varsa baba kaybedildiğinde kardeşlerin erkek olanlardan en büyüğü asla yeri doldurulamaz ama baba sorumluluğunu alır. Aşağı yukarı babasından gördüğü bildiği, öğrendiği bilgiler ışığında  devamlılığı sağlamaya gayret eder, bir nevi evin babası pozisyonunda bulur kendini ki bu olması gerekendir kanaatindeyim. Aynı durum anne kaybedildiğinde geride kalan aile fertlerinden en büyük ablanın yüklendiği bir görevdir.  Tabi bu durum sadece söylemde kalan bir titr olmamalı yapılması gerekenler yapılmalı diye düşünüyorum.

Ve bu durum  bazen olması gereken büyük abla, büyük ağabey tarafı yer değiştirilmiş şekilde de gerçekleşebildiği kadar bazen de benim öngördüğüm şekli abla ağabey tarafından ‘’bu sorumluluğu alamam’’ ‘’ korku-endişe’’ vb. sebebler le üstlenebilemediği gibi üstlenenlerin de bu görevi layıkıyla adaletli bir şekilde yerine getiremediği kaoslara sebep oldukları da toplumumuz tarafından şahit olunmuş bir durumdur.

Peki İlhami sen yaptın mı?  Yapabildin mi? Derseniz hiç kıvırmadan net olarak evet diyebilirim. Biz iki erkek kardeştik. Ben ağabey olarak o manevi sorumluluğu anında üstlenip kabullenerek gereğini olması gerektiği gibi yaptığımı söyleyebilirim. Elbette zamanın koşulları içerisinde   büyüklerimizden, görüşlerinden, önerilerinden, yardımlarından faydalanmadım da diyemem. Şunu yaptım bunu yaptım gibi detaylara girmeyi doğru bulmuyorum. Yapmam gereken her şeyi yaptım diyorum.

SONUÇ

Yaşamımızın bir parçası olan ölüm dahil her türlü beklenmeyenlere hazır olmalı, itidalli olup sorumluluklarımızdan kaçmamalıyız diyorum. Tabi o sorumluluk adil hak gözetimiyle hiçbir bireyi kırmadan küstürmeden yapılmalıdır diye düşünüyorum.

Muhtemelen hemen her ailede yaşanan yaşanabilecek olan bu hassas konu benim nazarımda önemliydi. Yazmam gerekiyordu. Yazdım işte.Böyle bir tabloyla karşılaşmış olanlar yazımı okuduktan sonra belki bir özeleştiri yapması gerekebilir ve bu manada hatalı yaptığı uygulamalar varsa onları görür telafisi için bir şeyler yapabilir.Henüz böyle bir tabloyla yüzleşmemiş olanlar içinde belki bir kılavuz bilgi olarak  uygulamalarında ışık olabilir. Yada olsun diye ümit ediyorum.

Bu vesileyle Berzaha uğurladığımız başta anne, babalarımız olmak üzere atalarımız( dedelerimiz-ninelerimiz) bütün aile fertlerine Rabbim rahmet ve mağfiretiyle muamele eylesin dilek ve temennilerime cümlesinin mekanları cennet olsun inşaellah  diyerek noktalıyor. Fırsat buldukça onlara dua ederek manevi destek olmaya herkesi davet ediyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Faruk Öz
    Faruk Öz
    5.05.2022 23:50

    Yine hayranlıkla okuduğum bir yazı oldu... Yüreğine ve kalemine sağlık Abim..

Resmi İlanlar