Muhtemelen hepiniz bir vesileyle   farklı versiyonlarını ya okumuş yada duymuş olabileceğiniz bir konu üzerine bir şeyler yazmayı düşünüyorum. Bir vesileyle den kastım şu : farklı zaman dilimlerinde birilerini yüceltmek , onlara saygınlık kazandırmak adına içeriği değişik versiyonlarda kıssalar kaleme alındığına ben şahit oldum. Beni etkileyen ise ünlü filozof sokrates’in yaşadığı bir anekdot oldu.

Takdir edersiniz ki yaşamımızda gerek sosyal medya gerek ikili istişare kritiklerinde akıl almaz boyutta bilgi kirliliği, yanlış bilgi dayatması, fitne, fücur, dedikodu furyası almış başını gidiyor. Ve bu durum tarih, din, siyaset, taraftarlık kisveleri bir yana kişisel karalamaya kadar inmiş durumda maalesef.

FİLİTRE SİSTEMİ NEDİR?

Ben buna vicdani elek adını verdim kendimce. Gerçeklik, iyilik, işe yararlılık ana başlıkları kullanılarak   suizandan kaçınmak diyebilirim.

Bir gün kendi halinde oturan sokrates’in  yanına  hızlı ve telaş  içinde birisi gelerek  -- ‘’sana anlatacaklarım var. Neler duydum neler. Senin şu (x) arkadaşın var ya’’ demesiyle Sokrates ayağa kalkıp o kişiyle göz teması kurarak ‘’bir dakika! Anlatmadan önce seninle bir filtre testi yapalım’’ diyerek durumu kendi kontrolüne almış ve ‘’bir bana anlatacağın şeyler tam olarak doğru şeyler mi?’’ diye sorunca adam kem küm etmeye başladığını gören Sokrates gelelim ikinci filtreye diyerek ‘’peki bana söyleyeceğin şey iyi bir şey mi?’’  sorusuna da yaklaşık aynı tarz bir cevap alınca Sokrates ‘’ gelelim üçüncü  filtreye  bu anlatacakların benim işime yarayacak mı?’’ sorusuna adamın ‘’bilmiyorum’’ cevabıyla Sokrates kendinden emin tarz ve ses tonuyla  ‘’ mevzu filtreden geçemedi. Dolayısıyla bilmek ,  öğrenmek istemiyorum. Sana güle güle ‘’ diye yanına gelen adamı yolcu etmiş.

Bana göre buradan çıkartılması gereken önemli bir ders var. Her zaman her konuya balıklama atlamamak. Olur olmaz her konuda fikir beyan etmemek.

Üstte de değinmeye çalıştım. Benim de bir çalışma hayatım oldu. Üstelik yönetici konumunda bir görevdeydim. Ne kadar bilginiz var bilmiyorum ama şuan günümüzde oldukça bol miktarda bulunan dalkavuklar o zamanda da vardı. Yani laf taşıyanlar. Şahsım tarafından hiçbir zaman kabul görmediklerini net olarak söylemekten iftihar olurum ki bu tür anekdot lara hiç fırsat vermedim. Muhatap almadım bu tip insanları. Ne yazık ki bu tür olaylar yaşamın her aşamasında karşısına çıkabiliyor insanın.  İsim zikretmeyeceğim ama geçtiğimiz aylarda saygı duyduğum bir kişiyle bir konu hakkında istişare yaparken o zaman kuramsal olarak bu filtre sistemini bilmememe rağmen  ‘’ sana bir şey söyleyeyim bak şaşıracaksın’’ sözüne an bile tereddüt etmeden  ‘’hayır söyleme öğrenmek istemiyorum’’ net tavrımı ortaya koyup konudan uzaklaştığımı söyleyebilirim. Korkunç kısmı şuydu bana bir şey söylemek isteyen kişi normal şartlarda sevilen sayılan saygı gören bir kişilikti. Ama beni hayal kırıklığına uğratmıştı. O tavrı içimde bir uhde olarak durmaya devam ediyor. Ve kesinlikle karşılaştığımızda bu bahsi kendisine açarak hata yaptığını bizzat yüzüne söyleyeceğim.

 Tüm bireyler olarak hepimize şunu söylemek istiyorum. Gerek bize söylenenler kısmında gerekse bizim söylediklerimiz konusunda lütfen FİLTRE sistemini kullanmaya gayret edelim.  Zira bu şekil yaklaşımlar hem adil hem ahlaki olup bizleri yalan yanlış bilgi kirliliğinden koruyacak. Kırmayacağız. Kırılmayacağız. Yaşam kalitemiz de bu manada daha artacağını  düşünüyorum.