DÜZCELİ YURDUM İNSANI

  • 10.01.2022 22:26
  • (2)

DÜZCEDE SİNEMA

Birçok okuyucum hatırlayacaktır Düzce de bazen aynı zaman dilimlerinde bazen de farklı zamanlar da hizmet etmiş sinema salonlarımız  vardı.  Hatta bunlardan iki tanesinin ‘’bahçe sineması’’ diye anılan açık hava sineması da vardı. Kuruluş yıllarını bilmesem de sanat’a ve sinemaya ilgimden olsa gerek yaşım o dönemlerde 10-12 olmasına rağmen ( yani 62-63-64 lü yıllar) hemen her sinemada film izlemişliğim vardır. Hatta bahçe sinemalarına ailecek gittiğimi de hatırlıyorum.  Lokasyon olarak Ankara-İstanbul gibi iki büyük metropolün ortasında bir şehir olmamıza rağmen sosyal hayat çok akıcı, kabul gören bir seviyede değildi. Dolayısıyla bu anlamda bu tür işletmeler açılmıyor. Mevcutlar olan  üç sinema, Askerlik şube bahçesi canlı müzik, eski haliyle park gazinosu bahçesi sanki yetiyor gibi görünüyordu.

ŞARTLAR DEĞİŞİYOR

Şehir 60 lı yılların ikinci yarısından sonra değişmeye başlıyor. Büyüyor, gelişiyor. Alışılagelmişin dışında çok katlı binalar işhanları, pasajlar imar anlamında görselliğini değiştiriyor şehrin. Yanlış hatırlamıyorsam  (+-) 1967 li yıllar.  Malatya lı  iş hanı diye İstanbul caddesini spor sokağa bağlayan bir pasajı olan işhanı inşa edildi. İki katlı bir işhanıydı. Hatta pasaj anlamında ilk işhanı’ydı diyebilirim. Gerek sahne sanatları( tiyatro- konferans-söyleşi- konser vb) için büyük eksikliği fark eden, ihtiyaç olduğunu gören KOMİT Ailesi(rahmetli Cevdet KOMİT ve Fuat TURNA oartaklığı ile) işhanının ikinci katını o günün koşullarında büyük şehirler de bulunan salonlara kafa tutacak şekilde dizayn ettirerek  ‘’MARTI SİNEMASI’’nı  kurdular. Koltuk kalitesi, yer döşemeleri, ışıklandırması, akustiği, sahne büyüklüğü ile mükemmel denilebilecek bir işletme kazanmıştı Düzce. Uzun yıllar gerek film seçiminde kaliteden ödün vermeme tavırları, halkın sevdiği filmlerin getirilmesi, konser gösterilerine ev sahipliği, tiyatro oyunları için güzel bir sahne olarak hizmet vererek tarihteki yerini aldı.1995  yılına kadar faaliyiteni sayın Muzaffer KOMİT koordinatörlüğünde bahsettiğim alanlarda başarılı bir şekilde sürdürerek Düzcelilerin kalbinde taht kurmuştu. Şahsen ben her türlü organizasyonuna katılmış biri olarak bir dönem Muzaffer beyle dirsek teması yapıp  İstanbul ve Ankara da tertiplenen sinema günlerini (oscarlı sanat filmleri) Düzce ye taşıyabilirmiyiz  fikriyle  sevgili Alev İŞLER, sevgili Haluk VELİOĞLU, Ben ve birkaç gönüllü ile bire bir ayaklarına kadar tanıdıklarımıza çevremize bilet satmaya çalıştığımız Merly Streep-Robert Redford’un oynadığı ‘’Out of Afrika’’(benim Afrikam)11 dalda Oscar almış filmi getirmiş ama gereken ilgiyi bulamamıştık diyebilirim. Yanlış hatırlamıyorsam 88-89 yılında giriştiğimiz bu hamle beklide Düzce için erkendi. Bu durum hepimizde bir uhde olarak kalmıştı. Bu kadarıyla bile Martı sineması Düzce tarihinde yerini altın harflerle aldı diyebilirim.

YURDUMUN NAİF- KİBAR İNSAN TİPİ

Geleyim asıl konuya. Bu haftaki sinema ile ilgili yazısından  esinlendiğim üstat dostum sevgili Mehmet ŞİMŞEK  Bey bana bir şeyler hatırlatınca bende yazma kararı aldım.

ŞEREF ABİ-ŞEREF AMCA

Hatırlayanlarınız olacaktır. Gişede bilet satmaktan, sinema içi düzenden yıllarca sorumlu olan rahmetli bir şeref amca vardı. Ailecek görüştüğü bir arkadaşını ‘’ bu akşam yengeyi de al gel misafirim olun güzel bir Türk filmi var’’ diye davet etmiş. Onlarda şeref amcayı kırmamış davete icabet etmişler. Eski mahalle komşularım olan onlarda rahmetli olmuş orta hatta dar gelirli orta yaş üstü karı koca biletleri alıp merdivenlerden yukarı çıkıp salona yönelmişler. İsimlerini saygımdan dolayı zikretmeyeceğim nine  salona girecekken yerdeki pırıl pırıl halıları görünce salonun girişinde ayağındaki Ankara lastiği( bayan için olandan) çıkarıp duvarın kenarına koyup, dedeye de sende çıkar bakışı atmış. Şeref amca ‘’çıkarmanıza gerek yok’’ diye ne kadar ısrar etse de ikna edememiş. İki saatlik filmi çorapla izlemişler. Şeref amca çıkışta yolcu etmiş. Gerek şeref amcadan gerek o dede den dinlemiştim bu yaşanmışlığı. Yurdum insanı işte böyle diye noktalıyorum.

Yazmak istedim. Yazdım işte.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)

  • Erol TAYHAN
    Erol TAYHAN
    15.01.2022 13:47

    Sinemaya "halı kirlenmesin" diye lastiğini çıkararak giren bir örnek insan bugünü görseydi neler yapmazdı ki..Elleri öpülesi örnek nesil nerde gören var mı! Caddeyi sigara izmariti ile kirletenler bu yazıyı okuyun lütfen. İlhami Bey bu arada tebrik ediyorum. Bir uyarım olsun: Bu yazı başlı başına bir köşe yazısıdır. Bunu öne çıkararak yeni bir köşe istirhamım olacak. Selam ve sevgilerimle..

  • Tarık Şahin
    Tarık Şahin
    12.01.2022 12:50

    Değerli abim insanlar belli zamanlarda eskiye özlem duyup,yad eder hatta o günleri tekrardan yaşamak ister.Belki o yıllarda yaşamadım ama o yılların içinde yaşayan herhangi bir karakter olmak isterdim..İsterdim çünkü o yıllarda insanlar daha mutlu,umutları,hayalleri daha aydınlık,daha bi heves doluydu o zamanın insanları. Şimdilerde umutlar da,hayaller de alabora,bir gemideyiz ne kaptanı belli,ne tayfası ne de herhangi bir rotası var.Allah vere de bir kıyıya yanaşabilse keşke..Kaleminize sağlık

Resmi İlanlar