2000 li yılların başında AKP kurulurken Abdurrahman Dilipak’ın ifadesine göre görüşmelerin bir kısmı onun evinde gerçekleşmişti. Zira o günlerde Dilipak, rahmetli Necmettin Erbakan hocaya muhalif bir politika izliyordu. Toplum üzerinde de az da olsa etkisi vardı. Yine Hoca’ya muhalif Akit gazetesinde de yazıyordu. Bu yazılarında da AKP’nin Türkiye’nin geleceğine damga vuracağından söz ediyordu. Aradan bir yirmi yıl geçince sayın Dilipak bazı gerçeklere vakıf oldu ve yavaş yavaş AKP müdafii olmaktan vaz geçti. Hatta muhalif yazılar bile kaleme aldı. “Hata yaptım” diyemedi ama pişmanlık duyduğundan eminim.

YENİDEN REFAH…

Yıl 2018 e gelince Türk siyasi tarihi yeni bir parti ile tanıştı. Bu partinin adı Yeniden Refah Partisi idi ve başkanı da Necmettin Erbakan Hocamızın oğlu Fatih Erbakan’dı. 2018 yılına kadar Erbakan vakfı adı altında teşkilatlanmaya çalışmıştı. Ancak dikkat çeken bir konu vardı. Özellikle Akit gazetesi Erbakan Hocaya ve dolayısıyla Saadet Partisi’ne muhalif olmasına rağmen Fatih Erbakan’ın kurduğu YRP’ye karşı hiç muhalif olmadı, hatta destek de oldu.

“NECMETTİN ERBAKAN HALLEDİLDİ”  

2013 de vefat eden rahmetli Erbakan’ın vefatının ardında soru işaretleri vardı. Hani Aytunç Altındal’ın vefatında olduğu gibi. Rahmetli Aytunç beyin vefatından yaklaşık bir buçuk sene evvel İstanbul Taksim Gümüşsuyu’ndaki ofisinde bir görüşme yapmıştım. O görüşme sırasında Aytunç bey kendisini yavaş yavaş zehirleyerek öldürmek istediklerinden söz etmişti. O zaman bunun bir komplo olduğunu düşünmüştüm. Ancak sonra doğru olduğuna kanaat getirdim. Öyle zannediyorum ki Rahmetli Necmettin Erbakan da aynı usullerle halledildi. Zira hocamız bir anda hasta oldu ve kısa bir zaman sonra da rabbine kavuştu. Ama vefat etmeden çok kısa bir zaman önce “Milli Görüşün tek partisi vardır, o da Saadet Partisidir” demişti.

Ancak sayın Fatih Erbakan zaman içinde birilerinin pohpohlamasıyla lider olduğunu zannetti ve bir parti kurmak üzere adım attı. Kendisini Milli Görüşün temsilcisi olduğunu iddia ediyor ve bu yolla Saadet Partisi seçmenlerini kendi tarafına çekmeye çalışıyordu.  Birilerinin el altından desteklemesi ile bunda da kısmen başarılı oldu. Düzce’miz bunun en açık örneğini temsil eder.

Bütün mesele Saadet Partisi’nin yükselmemesi ve hakkın sesinin duyulmasına mani olmaktı. 2023 seçimleri de bunun canlı örneğidir. Ne oldu 4 milletvekili almak adına babasının yolundan ayrılan Fatih bey, AKP saflarında seçimlere girdi. Sonuç ortada.

YRP böylece güçlendiğini zannederken, siyasal bilimciler kendi arzuları istikametinde bir oyun kurdular. AKP sonrası kendi kontrollerinde bir ekip hazırlamaya başladılar. Gösterilen adaylar bunun açık örnekleridir. Bu konu hakkında ileride tekrar bir yazı kaleme almak istiyorum.

DAVUT GÜLOĞLU…

Davut Güloğlu kendisi iyi insan olabilir, kendisini tanımıyorum, bir şey diyemem. Ancak “kemençeyle gelen horonla gider” demekten de kendimi alamıyorum. Bir de ufak bir tavsiyem var anlayana. Yılların mücadelesinden 2000 yıllarında gömlek değiştirerek vaz geçtiniz. Bari bu defa akledin, feraset ve basiret gösterin, zira Allah böyle emrediyor.

Selam ve dua ile…

(Remzi Erdem -Mart 2024 İstanbul)